Çalıştığım şirket yıllardır Güney Afrika’ya ihracat yapıyor. Orada yerel bir şirket aracılığıyla işimizi yürütüyorduk. Ancak bazı sorunlar nedeniyle şirketle olan sözleşmemizi yenilememeye karar verdik. Orada bir temsilcilik açmaya karar verdiğinde, şirketlerden birinin Güney Afrika’ya taşınması ve yerleşmesi konusu ön plana çıktı. En yakın aday bendim. Beklediğim gibi oldu ve yakında Güney Afrika’ya yerleştim. Buraya daha önce defalarca gelmiştim.

Yerel rehberim ve danışmanım Kwanele adında bir adamdı. Şirketin kurulmasında, temsilciliğin açılmasında, yeni personel alımında, ticaret odası ve belediye ile yapılan işlerde elim ayağım oldu. Çok yakın arkadaş olmuştuk. Arkadaşlığımızın bir göstergesi olarak beni birkaç kez evine davet etti ama her seferinde bir aksaklık olduğu için gidemedim. Ama sonunda bir akşam onun evine gittim.

Kwanele 6 çocuğu olan bir adamdı. Bahçedeki tek katlı, gecekondu bir evde yaşıyordu. Ancak, buradaki siyah insanların yaşam koşulları hakkında az ya da çok şey bildiğim için evi modern ve temiz kabul edildi. Karısı Amahle adında kısa saçlı genç bir kadındı. Eğer kadın etek giymeseydi, bir erkekle karıştırılırdı. Kwanele sadece 30 yaşındaydı ama zaten 6 çocuğu var ve 26 yaşındaki karısının yedinci çocuğuna hamile olduğunu söyledi. Amahle çok düzgün ve düzenli bir kadındı. İyi yemekler yapmıştı. Geldiğim bu ülkede yöresel lezzetlere çok alıştım, bu yüzden fazla zorlanmadım.

Amahle’ın yanında ona yardım eden genç bir kız vardı. Shavina adındaki kız Kwanele’nin yengesiydi. Birlikte yaşadılar. Kwanele Shavina’nın üniversitede okuduğunu söyledi. Shavina hukuk fakültesindeydi, ileride avukat olmak istediğini söyledi. Eğitimli, kültürlü bir kızdı. Kayınbiraderinin anlaşılmaz ingilizcesine rağmen, onunki akıcı ve pürüzsüzdü. Uzun kıvırcık saçları vardı, kız kardeşinin ise kısa kirpi benzeri saçları vardı. Siyah güzellik uzun, ince bir fidan gibiydi. Bu fiziğiyle Türkiye’de manken olabilirdi ama Güney Afrika’da basit, fakir bir hayat sürdü.

Yemekte, firmamızda yarı zamanlı çalışıp çalışamayacağını sordum. Hukuki konularda bana tavsiyelerde bulunabilir. Kwanele teklifimden çok memnundu, Shavina ise derslerine ara verebileceği gerekçesiyle ona karşı nazik davranmadı. Ancak“ “Ne zaman gelip gideceğinize siz karar verirsiniz, çalışma saatlerini kendinize göre ayarlarsınız!” Dediğimde kabul etti. En azından biraz para alacaktı. Shavina birkaç gün sonra çalışmaya başladı. Böyle bir şirketteki ilk iş tecrübesi olduğu için biraz zordu, ancak kısa sürede alıştı. Ailesi Güney Afrika kırsalında yaşayan bir çiftçiydi, zorluklarla nasıl yüzleşeceğini bilen bir kızdı.

İstanbul’daki hayatım ile Güney Afrika’daki hayatım arasında çok büyük bir fark vardı. Gece gündüz burada çalışıyordum. Sürekli toplantılar, seyahatler, toplantılar vardı. Sadece Güney Afrika Cumhuriyeti ile değil, Afrika’nın güneyindeki diğer ülkelerle de ilişkileri yürütüyordum. Oraya da ihracat yapmayı planlıyorduk çünkü…

En çok özlediğim şey kadınlardı. Birkaç aydır burada olmama rağmen henüz bir kadına dokunmadım. Şirketin benim için kiraladığı villada yalnız yaşıyordum, büyük evde pørnø’yu izliyordum ve bir sürü pislik yapıyordum. AIDS bu kadar yaygın ve büyük bir sorun olduğundan, hastalığı yolda alıp eve getireceğim bir kadından yakalayabilirim. Genç siyah kızların ve kadınların her akşam yolumda arabama işaret etmeleri yaygındı. Sonunda Kwanele’den yardım istedim.

Gülerek“ “Bana daha önce söyleseydin yardım ederdim!”dedim. Birkaç beyaz fahişe tanıdığını söylediğinde, “Siyah bir kadın istiyorum, beyaz bir kadın değil!” dedim. Yıllardır geldiğim ve yerleştiğim bu ülkede bir zenciyi becermek istedim. Sözlerim ona garip gelmiyordu, aksine, siyah bir kadının yatakta beyaz bir kadından daha iyi olduğunu söyledi. İşte o zaman karısından başka bir kız arkadaşı olduğunu öğrendim ve çok şaşırdım. Tereddüt etmeden 18 yaşında bir kız olduğunu ve bir komşunun ve yakın arkadaşının kızı olduğunu söyledi. “10 Rand veriyorum ve siktir et!” dedi, pırıl pırıl beyaz dişlerini zifiri siyah yüzünde gösterdi.

10 Rand dediği 5 lira bile değildi. Güney Afrika’ya yasadışı olarak çalışmak için gelen Kongolu ya da Zambiyalı kadınların olduğunu ve bir yemek ya da bir kutu kola için onları becereceğini söylediğinde daha da şaşırdım. “Bana tuzak kurabileceğin birini tanıyor musun?” Bunu söylediğimde elini bir Türk gibi havada salladı ve dedi ki, “Çok var, bu gece evinize göndereceğim. Vermek istediğin kadarını veriyorsun ama fazla cömert olma. O zaman seni kullanmaya çalışacaklar!” dedi dostça omzumu okşayarak. Tabii ki prezervatif kullanmam gerektiğini de söyledi. “Göndereceğim kız temiz, korkma, ama hamile kalmamalı!” bir açıklamada bulundu.

Akşam saat onda evin kapısını çaldılar. Kapıyı büyük bir heyecanla açtım. Önümde genç bir kız duruyordu. Zifiri siyahtı, uzun boylu, zayıftı, Amahle gibi kısa siyah saçlıydı. Dik ve şişkin göğüsleri olmasaydı, bir erkekten farkı olmazdı. Siyah dar kot pantolonlu kırmızı bir tişört giyiyordu. Ayağında parmak arası terlik vardı. Gözlerinin beyazları, karanlık yüzünde geceyi aydınlatan bir deniz feneri gibi parlıyordu.

Elleri önünde kenetlenerek bana utangaç bir şekilde baktı. Onu içeri davet ettim. Tek kelime etmeden içeri girdi. Her yere dikkatlice baktı, sanki ilk kez böyle bir eve gelmiş gibi. “Otur!” Elimle işaret ederek dedim. Büyük beyaz sandalyeye oturdu. “Adın ne?” “Benim adım Dayana!” dedi, heceleyerek. “Nerelisin? Kaç yaşındasın?” Bu sefer sordum. Kongolulu ve 20 yaşında olduğunu söyledi.

Kwanele yemek karşılığında siktiğimin kızını gönderdi mi? “Bir dakika!” Mutfağa gittim ve onu aradım. Telefonu açtığında, “Kongolu bir kız gönderdin, yemek için siktiğin bu mu?“ Evet, ama daha önce onunla hiç birlikte olmadım. Başka bir arkadaş ayarladı. Bunu söyledi çünkü bu kızın çok paraya ihtiyacı var. Ama aynı zamanda iyi bir kız, Kongolu çok iyi, memnun olacaksın!”dedi. “Ne kadar kalacak, nasıl çalışıyorlar, saatlik bir hesap mı?” İstediğin kadar kalır dediğimde, istersen sabaha kadar kalır. Ama çok fazla para harcamayın ve onlara alışmayın!”dedi. “Peki tamam!”iyi eğlenceler patron!” telefonu kapattı.

Döndüğümde Dayana tam onu terk ettiğim gibi oturuyordu. “Aç mısın, bir şeyler yemek ister misin?” Bunu söylediğimde başını salladı. Hayatımda ilk defa siyah bir kadınla birlikte olacaktım. Bu nedenle, büyük bir heyecan yaşıyordum, ama aynı zamanda hafif bir çizik vardı. Dayana’nın temiz olup olmadığını bilmiyordum. Yatmadan önce yıkamanın daha iyi olacağını düşündüm. “Banyo yapmak ister misin?” Söylediğimde anlamadı. Ve saçımı yıkıyormuş gibi yaptığımda, “Tamam!” dedi ve kalktı.

Sana üst kattaki merdivenleri gösterdim. Üst katta büyük bir banyo, hem duşlu hem de küvetli geniş bir banyo vardı. Ondan kapıyı açmasını ve içeri girmesini istedim. Büyük pencerenin perdelerini çizdim. İşaret ederek soyunmasını istediğimde pantolonunu çıkardı. Pembe bir külot giyiyordu. İndirdiğinde, kalın siyah saçlarla kaplı amı ortaya çıktı. Gömleğini çıkardı ve beyaz sütyeninin düğmelerini açtı. Bütün kıyafetlerini lavabonun yanındaki dolaba koydu. Önümde çıplaktı. Göğüsleri iri portakal gibiydi, siyah etli uçları yukarı bakıyordu. Bacaklarında, karnında ya da kollarında tüy ya da tüy yoktu. Dayana koyu çikolatalı bir kızdı.

Aylardır ilk kez çıplak bir kadın gördüm. Kızın siyah bedenine kıyasla amının etli ve iri dudakları daha da siyahtı. Duşun altına girmesini istediğimde içeri girdi. Suyu kendisi açtı. Bu arada soyunmuştum. Sıcak su üzerimize akarken, Türkiye’den getirdiğim lifi iyice sabunladım ve şampuanla yıkadım. “Yapabilir miyim?” Elyafa işaret ederek dedim. Kafasını sallayarak siyah vücudunu sabunlamaya başladım. Tabii bu arada sikim önümde asılı bir kazık gibiydi.

Dayana’nın ince, narin vücudunu nazikçe sabunlarken siyah vücudu beyaza döndü. Derisi beyazınki kadar yumuşak değildi, biraz topaklıydı, ya da bana öyle geliyordu. Eşsiz kadifemsi bir dokuya sahipti. Sabunladım ve onu kedi ve kıçının sert ve kalkık yanaklarını temizledim. Kısa saçlarını yıkarken meme uçlarını okşadım. Amının dudakları kadar siyah olan meme uçlarına dokunduğumda kendimden geçtim.

Banyoyu bitirdiğimizde bornozu aldım ve uzattım. Onunla iyi kurulmuştu. Elini tutup yatak odasına gittik. Kwanele’nin ayarladığı bir kadın haftada birkaç gün temizliğe gelirdi. O gün gelmişti ve yatak odasını güzelce temizlemişti. Büyük yatağın üstünü açtım. Yatağa uzandı, siyah biçimli vücudu beyaz çarşafın üzerinde duruyordu. Yanına uzandım, yanaklarını birkaç kez öptüm, sonra siyah etli dudaklarını öpmeye başladım. Öpüşmekte iyi değildi ama soğuk davranmıyordu da. Sağ eli kaymış olan sikimi okşamaya başlamıştı bile.